Talih ve Talihsizlik Arasındaki Çizgi

Konu: Talih ve Talihsizlik Arasındaki Çizgi Ptsi Mayıs 12, 2008 8:55 am

"Kıpırdama!!!"

"Sana Dur diyorum yoksa ateş açacağım"

son iki kelime bir anda başından aşağı kaynar sular dökülmesine neden olmuştu.İki kürek kemiğinin arasındaki demir parçasını şimdi den hissetmeye başlamıştı.Ne olursa olsun Hiçbişey düşünmeden depar atmaya devam ediyordu Yırtık ayakkabısın arasından serçe parmaklarına saplanan cam parçacıklarına aldırmadan devam ediyordu.Kırmızı Bültenle aransaydı kaçış planının gerçekleşmesi imkansız olurdu herhalde.Bu düşünceler arasında Barut dolu Kurşunun patlama sesini duydu ama yere düşmemişti gözünü kapadı ve koşmaya devam etti cehennemdemiydi yoksa....göstere bileceği ewn büyük cesaretle arkasını döndü.ve silahıyla az önce yere düşmüş üniformalı polise bakan Jack'i gördü büyük bir sevinçle:

"Jack Tanrım sana teşşekürr ederim gelmesiydin beni fena kıstıracaklardı"

dedi bir süre ölmüş adama bakan Jackın soluklanmasını bekledi. bir ara sokakta olması ve saatni oldukça geç olması polisten kurtulmak için büyük "bir etkendi.elinni yırtık bavulun fermuarına götürdü ve 4 beyaz paket çıkarıp konuşmaya başladı

"Mallar burada Enkaz Kaçırabildiğim malların küçük bir kısmı devamını Arnold Depoya götürdü NE OLDU NEDEN KONUŞMUYORSUN"

bir anda şoka girmişti Jack elindeki Desert eagle'ı Cloud'un kafasına dayamıştı:

"Oyun bitti Cloud!! malları ver ve uzaklaş kafan gövdendeyken kurtar kendini"

"Jack Saçmalıyorsdun cek sunu"

"KAPA CENENİ MALLARI UZAT!!!!'"

Korkarak elindeki dört poşeti Jack'e uzattı ve beklemeye başladı jack poşetleri alarak:

"güzel şimdi git"

dedi ve silahı indirdi O sırada Cloud Jack'in boş bir anını yakaladı ve atik bir hareketle elindeki silahı kaparak kafasına doğrulttu ve tetiğe bastı Jack ne olduğunu anlamadan kafasında büyük bir delikle yere yığıldı Cloud Jack'in suratına tükürüp malları aldı ve tekrar çantasına koydu sonra cesedin kanbulaşamayacak bir yerinden tutarak kaldırdı bu biraz zor olmuştu yaklaşık bir kaç dakikada cesedi bir çöp kutusuna attı ve tekrar çantasına yöneler bir benzin kutusu çıkardı Mallara bir zarar gelmesinn diye uzak bir yere bıraktı ve çöpe bir kibrit yakarak fırlattı ceset üç saniyede cayır cayır yanmaya başladı o sırada polis sirenini duydu yaklaşık 1 km ileriden 150 km hızla bir araba buraya geliyordu silah sesinden haberleri olmuş olmalıydı.Uyuşturucuları Çantasına atarak ara sokaklardan Hava alanına koşmaya başladı yaklaşık yarım saat koştu ve ücra bir giyim mağzasına girdi üzerine başka elbiseler aldıktan sonra tanınmaz bir hale geldiğine emin oldu hakkında "Sabıkalı" damgası vurulamamıştı 1 hafta içinde yüzünü gören kişiler kurtulamamıştı bu iyiydi şu an pasaport gösterirken bir problem yaşamayacaktı yaklaşık yarım saat daha yürürdükten sonra uyuşturucuları çöpe attı.artık bunlar bir işine yaramayacaktı.Gideceği yerde yeni bağlantılar bulacağı kesindi Koşarak vizaye gitti ilk olarak ekrandan en yakın uçak vaktine baktı.Sonra Vizedeki kadına dönerek:

"Şu kalkış için bir bilet alabilrmim"

"Tabii Pasaport görebilirmiyim"

"elbette"

dedi ve pasaportu gösterdi kadın bir kaç işlem yatıktan sonra pasaportu ve bileti uzattı Cloud gayet sakin bir şekilde bileeti ve pasaportu alarak uçağa bindi yerini buldu ve oturdu ve ardından bir kadın konuşmaya başladı ve uçak kalktı bir kafasını arkaya çevirdiğinde iki polis memurunun kimlikleri incelemeye başladığını görür görmez tuvalete doğru yol aldı..Tuvaletin kapısını araladı ve bulduğu ilk havalandırmanın kapağını açarak havalandırmadan yukarı cıktı bu bölümde olduğu için birçok kişiden daha avatanjlı olacaktı ama su an bunun farkında değildi.İçinden:

"Tanrım lütfen bir mucize olsun ve beni kurtar"

dedi ellerini birleştirip dua etmee başlamıştıkı uçak sallanmaya başladı ve dengesini kaybetti yere düştü bu sırada ışıklar yanıp sönmeye başladı.ve uçak aşağı dümeye başladı ne yapacağını bilemedi ve bağırmaya başladı bir süre sonra yolcularındda bağrışmasını duymayta başladı çarpışmadan sonra burada sıkışlıp ölmemek için tuvalete doğru emekledi ve havalandırma deliğinden tekrar indi uyhgun olduğu düşündü bir yere geçti ağlıyordu 3-4 saniye sonra ölecekti büyük ihtimalbulunduğu bölümün hemen arkasında bir yarık oluştu ve delik açıldı Son derece soğuk kanlı bir şekilde Sürücünün olduğu yere koştu ve silahıyla ordaki gücvenlğin kafasına bir el ateş etti ve kapağı açtı hemen bir paraşüt aldı ve yarıpğa doğru depar atmaya başladı beyni patlayacak gibi olmuştu bir yolvccunu ağzındaki oksijen tüpünü çıkararak kendi ağzına taktı ve uçak yere çakıldırken üstüne ağır bir kütle düştü gözleri karardı....

3 Saat sonra:

Yerde yatan birsürü ceset Yaralılar bağrışanlar kendine uzanan bir eli tutarak çekti ve oradan kurtulu üstüne düşemnn ağır kütleye baktığında onun 4 beştane bavul olduğunu gördü.Kolu kırıktı kendini kuraran adamın yardımıyla bir köşeye çekildi ve bağırmaya başladı:

"Bir doktor yokmu"

O sırada motorlar patlıyor insdanlar kaçışıyordu Bitkin bir şekilde bir doktor bekleme başladı....

***Ev***

Claire için güzel bir gündü. Eşyalarını toplamış, uçağa binecekti.Hayatında pek uçağa binmemiş biri olsa da bu onun için Jack'le gideceği ilk uçak seyehatiydi.O, şimdi yanında uyuyan biriydi.Claire'in gözleri açık tavana bakarken, saatin epey geçtiğini görmüştü.Telaşa vermeden Jack'i uyandıracaktı. " Jack hadi hayatım uyan uçağa geç kalmayalım, zaten geç oldu " Onu öperek, yatağından kalktı. Dünden hazırettiği eşyaların yanındaki kıyafetleri üzerine geçirerek içeriye doğru gitti.O sıra Jack'te üstünü giymiş beraber gideceklerdi.Valizlerin çoğunu Jack sırtlanmıştı.Dışarıya doğru çıkarak uçağın kalkacağı yere doğru gideceklerdi.

***Uçak***

Uçağa varabilmişlerdi.Içeriye doğru hızlı adımlarla gitmeye başladı.Az önce elinden bir hostes çantaları almıştı.Biletlerin yetmediği üzre Jack arka taraflardan bir yere oturmuştu.Claire cam kenarında bir yere oturduğu için uçağın kalkışını net görebilecekti.Dışarıya doğru baktığında uçak havalanmaya başlamıştı. Havaya doğru kalktı.

***Düşüş***

Claire'in en güzel yaşantısıyken bir güç sanki uçağı bir oyana bir buyana sallanıyordu.Herkesin çığlıkları birbirine karışmıştı.Uçak fazla dayanamayıp ortadan hızlıca koptu.Uçağın yarısı bir anda havalara karışmıştı.Kimse ne olduğunu bilmeden bğırıyordu.Ve işte düştüğü anda da ses kedilmişti.

***Ilk göz açış***

Claire gözlerini açtığında yine ayılanların çığlıkllarıyla her taraf inliyordu.Sahil kısmı olması gerekti bura.Ilerde biri yardım istiyordu.Claire onun yanına doğru hızlıca koştu.Ne yaptığını bilmiyordu Claire. " hey neyin var. Ne yapıldığını bilmiyorum ama tiyatro bölümünde kaza olanlarla nasıl ilgileneceğimiz gösterilmişti. Derin nefes al, sonra gevşe, ben şimdi birini çağırıcam " Claire ayağa kalktı ve etrafına bakındı. " hey sen bunun başında kal ben birilerine bakıcam " Claire adamı gösterdikten sonra koşarak başkalarına bakmaya gitti.

Gözlerinin yanması Cloud u son derece rahatsz etmişti ama şu an bunu düşünecek mecali yoktu yanına gelen kaın bir şeyler söylemeye başladı söyledikllerini zorlukla duyuyordu ama sözcüklerin arasından:

"Ne yapıldığını bilmiyorum Derin nefes al, sonra gevşe"

sözcüklerini duymuştu sonra kadın başka bir yaralıya koşmaya başladı.Şaşkınlıkla etrafına bakındı ve konuşmaya başladı:

"Lanet Olası kadın Kendi İşimi kendim yapacağım"

color=steelblue]Neyseki Kolunun sadece cıktığını düşmenin etkisiyle olan psikolojik baskının yok olmasından sonra anladı yanında ki adama dönerek:[/color]

Şu kolumu Son hızla kendine çek"

ve bir Çat sesi duyuldu ardından Bir bağrışma yükseldi:

"Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaarggggghhhhhhhhh!!!!!!!"

Son derece canı acımıştı ama bunu yerine oturtmak işi kendine düşüyordu soluk soluğa:

"Tamam saol"

dedi ve kolunu yerine oturken yine bir Kırılma sesi gelmişti.Daha sonra buradan kalkarak Diğer yaralıların Yanına koştu

Clairé etrafına baknıyordu.Daha deminki adamın başına bıraktığı adamın yanına doğru yürümeye başladı. " hey, sağol... Bunu nerden öğrendin bilmiyorum ama kırık kollara bakmayı iyi biliyorsun. " Adam kafasını sallayarak ters istikâmete doğru yürümeye başladı.Yerde yatan adamın olduğu yere doğru diz çöktü. " yardım edemediğim için üzgünüm, birşeyin var mı? " Claire o sıra iç geçirerek adama doğru baktı.

Yanındaki çantasında bulunan ve uçakta dağıtılan su şişelerinden birini çıkarttı. Adam, kolunu tutmuş acılar içinde kıvranıyordu; ama az önceki adam az da olsa acısını dindirmiş olmalıydı.Claire'in birşey yapamaması onu son derece üzmüştü.Çantasından çıkarttığı suyu adama doğru uzattı. " su istersin umarım... " Claire, adama doğru baktı. Adam evet anlamında kafasını salladı ve Claire yavaşça adamın elinden tutarak onu doğrulttu.Yavaşça suyu ona uzattı, adam bir hayli susamış olmalıydı ki bir dikişte suyu bitirmek üzereydi. " kabalık ettim, bu arada ben Clairé " Adama doğru bir bakış attı ve yanına doğru oturdu. Uçaktan Claire'in sağ salim kurtulması mucizeydi.Sadece ayağı kanıyordu o kadar.Havanın sıcak oluşu Claire'i terletmişti ve üstündeki ceketi çıkarttı. Içinde bulunan kolsuz beyaz elbise bile kirlenmiş haldeydi.Sonra adamın yaralı koluna doğru bakmaya başladı.

[Susama isteğinigiderdikten sonra suyu kenara koydu ve konuşmaya başladı:

"Su için sağolun...Hayır Aslında böyle bir durumda insan ne yapacağını bilemiyor size hak veriyorum"

dedi ve kadının ismini belirttiğini duyunca Konuşmaya başladı:

"Ben de Cloud memnun oldum hiç kurtarma ekibi polis yada itfaiye gördünüz mü? galiba burada yalnızız"

Bu aslında bir bakıma onu rahatlatmıştı bir bakımada ürpertmişti.Herhangi bir Sabıkası olmayacaktı.buda işleyeceği bir çok suçun cezasını çekmeyeceği anlamına geliyordu ama bir dakika....Aslında Yaptıklarının cezasını Çekyordu ama herhangi bri kanun yürürlüğünde değil....Bu Tanrınının Etki-Tepki Kanunuydu.Biraz Dalgın Denize baktıktan sonra devam etti:

"Bu Adada içimi ürperten birşeyler var "

dedi ve orman tarafından gelen Ürpertici rüzgara yüzünü cevirdi.

" Su için sağolun...Hayır Aslında böyle bir durumda insan ne yapacağını bilemiyor size hak veriyorum " Claire masum gülüşüyle karşılık verdi. O sıra adam birşey daha söyledi. Aslında bu adanın negatif etkleri Claire'i tedirginleştiriyordu. " Ben de Cloud memnun oldum hiç kurtarma ekibi, polis ya da itfaiye gördünüz mü? Galiba burada yalnızız. " Claire hemen yanıtladı.Bu soru pek kolay ki düşünme ihtiyacı duymadı; soru hem kolay, hem de saçmaydı. Görüldüğü üzre kum ve ağaçlardan başka şey yok.Zaten görsekte bu koskaca denizi aşmamız imkansız " Claire adama tekrar göz attı.Uzun boylu, Claire'den biraz uzun, kumral renkli ve yeşilimtrak göz rengine sahipti.Güneşten gözlerinin ne renk olduğu belli olmuyor, Claire'in saçları savruluyordu rüzgarda.

Bir yandan Claire'in kolu sızlıyor ve kanıyordu.Üstündeki elbisesine bulaşmamış olsa da yine de üstübaşı kirlenmişti.Adama doğru dönerek konuşmaya başladı " ben kolumu yıkayıp geliyorum " Claire ayağa kalkarak yürümeye başladı; hafif topallasa da gidebiliyordu.Deniz kıyısında kolunu yavaşça yıkamaya başladı.Tuzlusu kolunu aşırı derece yakıyordu.Kolundaki kanları gittikten sonra hafifçe yüzüne su vurarak ayağıya kalktı.Cloud, orda uzanmış bakınıyordu.Yanına doğru gitmeye başladı. Ayağı hafif ağrıyordu, koluda sızlamaya devam ediyordu.Cloud'un yanına doğru oturarak ona baktı. " Cloud, kolun ağrıyor mu hâlâ ? " Claire ona doğru baktı. Saçları narince savrulurken, masmavi gözleriyle Cloud'un kolunu inceliyordu.